HAT SANATI
Hat Yazı, Arapça çizgi demektir. Hat sanatı Arap harflerinin 6. yüzyıl ila 10. yüzyıl arasında geçirdiği bir gelişme dönemiyle ortaya çıkmıştır.
Hat bugün Arap harfleriyle yazılmış güzel el yazısı karşılığı olarak kullanılmaktadır. Hat; güzel yazi sanati olup, yazarlarina hattat denir: Kûfî, Sülüs, Nesih, Muhakkak, Reyhânî, Tevkî', Icâze, Ta'lik, Divânî, Celi, Rik'a, Ma'kili dâhil, bin kadar çesidi vardi.
Yazıya verilen değer, bütün İslam kültürlerinde hat sanatının çok üstünde durulmasına yol açmıştır. Özellikle Osmanlı kültürü içinde hat sanatı çok ilerlemiş, işlevsel görevinin yanısıra, estetik bir düzeye yükselmiş, adeta batı resim sanatındaki tabloların yerini tutar olmuştur. Gerçek bir tablo gibi çerçevelenerek duvara asılan güzel yazı örneklerinden ünlü hattatların yapıtlarına Osmanlı tarihinde çok büyük paralar ödendiği bilinmektedir. Güzel yazı, yalnız levhalarda değil, bundan başka el yazması kitaplarda, fermanlarda, diplomalarda, cami iç ve dış duvarlarında, çeşitli yapıların yazıtlarında, mezar taşlarında, pencere kapağı ya da kapı kanadı gibi mimarlık ögelerinin üstlerinde, halı bordürlerinde, kutu, vazo, tabak gibi gündelik eşyada da kullanılmıştır.
Türk Hat sanatı tarihimizden bu yana koleksiyoner ve antika meraklıların ilgi odağı olurken, Osmanlı'nın kuruluşuyla birlikte örnekleri görülmeye başlanan Ferman ve Beratlar ile Sülüs, nesih, talik ve divani yazı ile yazılmış hat levhalar, hilye-i şerifler, murakkalar, karalamalar, levhalar, el yazma Kur'an-ı Kerim, Hat yazı ve Türk sanatkarlarının ürünlerinden oluşan eserler ve hat ile ilgili malzemeler firmamızın ilgilendiği hat'ların başını çekiyor.