iletişim hattı +90532 400 2886

Hattat - Müfessir Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Elmalılı Hamdi Yazır 1878 yılında Antalya'nın Elmalı kazasında doğdu. Aslen Burdur'un Gölhisar kazasına bağlı Yazır Köyü'nden olan babası Numan Efendi, küçük yaşta köyünden ayrılıp Elmalı'ya gelmiş, orada okumuş ve Şer'iyye Mahkemesi'nde başkâtip olmuştu. Annesi Fatma Hanım, Elmalı bilginlerinden Mehmet Efendi'nin kızıdır.

İlk ve orta öğreniminin yanı sıra hafızlığını da Elmalı'da tamamlayan Muhammed Hamdi Yazır, tahsiline devam etmek için on beş yaşında iken dayısı Mustafa Efendi ile birlikte İstanbul'a gitti ve Küçük Ayasofya Medresesi'ne yerleşti. Orada devrin büyük bilginlerinden olan Kayserili Mahmut Hamdi Efendi'den icazet aldı. Bundan sonra hocası Büyük Hamdi, kendisi de Küçük Hamdi diye anılmaya başladı. Birçok yazılarında da bu imzayı kullandı. Soyadı kanunu çıkınca babasının köyü olan "Yazır" soyadını aldı ise de daha çok doğum yerine nispetle "Elmalılı" diye meşhur oldu.

Muhammed Hamdi, ülkeyi çağdaş ilim ve medeniyet seviyesine ulaştırmaya vesile olacağını düşündüğü, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ilmiye şubesine üye oldu. Beyazıt Medresesi'nde iki yıl süren Dersiamlık görevinden sonra II. Meşrutiyet'in ilk meclisine Antalya mebusu olarak girdi. II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesine rıza göstermeyen Fetva Emini Nuri Efendi'yi ikna edip, fetva müsveddesini yazmak suretiyle bu konuda etkili bir rol oynadı. Daha sonra Şeyhulislâmlık Mektûbî Kalemi'nde görev aldı. Mekteb-i Nüvvâb ve Mekteb-i Kudat'ta fıkıh, Medresetü'l-Mütehassısîn'de usûl -i fıkıh, Süleymaniye Medresesi'nde Mantık, Mülkiye Mektebinde de Vakıf Hukuku dersleri okuttu.

Hamdi Yazır, 1918'de Darûl-Hikmeti'l-İslamiyye üyeliğine, kısa bir süre sonra da başkanlığına tayin edildi. I. Dünya Harbi'ni müteakiben bir müddet Evkaf Nazırlığı'nda bulundu ve bu sırada ayan azası (senatör) oldu.

Süleymaniye Medresesi Mantık müderrisi iken, Cumhuriyetin ilanı ile memuriyet yaptığı kurumlar lağvedilince evine çekildi, ilmî tetkik ve incelemelerle meşgul oldu.

Bir geliri olmadığından maddi sıkıntı çektiği bu dönemde, Metalib ve Mezâhib isimli tercüme eserini tamamladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Diyanet İşleri Reisliği'ne bir Kur'an tercüme ve tefsiri hazırlatmak görevi verilmişti. "Hak Dini Kur'an Dili" adını verdiği 9 ciltlik eserini sağlığında tamamlamaya muvaffak oldu. Eserin ilk basımı 1936'da yapıldı. Sahasının en değerli kaynak eserleri arasında sayılır.

Çağdaşları arasında emsaline az rastlanan geniş kültürlü, mütefekkir bir din âlimi olan Elmalılı Hamdi Yazır, aynı zamanda sanatçı bir kişiliğe sahipti. Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler de yazmasına rağmen edebî yönüyle pek tanınmamıştır.

Musikiye de aşinalığı olan Hamdi Yazır'ın, sanatçı kişiliği daha çok hattatlığında ortaya çıkar. Sülüs, nesih, ta'lik ve celî türünde yazdığı çeşitli levhalarla son devrin seçkin hattatları arasında sayılmaktadır.

Elmalılı Hamdi Yazır’a asıl ününü kazandıran eseri "Hak Dini Kur'an Dili" adlı meşhur tefsiridir. Kırk sekiz yaşında iken başlayıp hummalı bir çalışma sonucu altmış yaşında tamamlamıştır. Bunun dışında "Metâlip ve Mezâhib " adlı bir felsefe tarihi tercümesi vardır.

Muhammed Hamdi, kalp yetmezliğinden mustaripti. 27 Mayıs 1942'de, Erenköy'de, damadının evinde istirahat etmekte iken vefat etti. Sahrayıcedid Mezarlığına defnedildi.

© Muhammed Hamdi Yazır - Levha

© 2015 - Hisar Antik Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.